BICIRIK SAHRA ÇÖLÜ’NDE
Bıcırık akşam yatarken çok
sevinçli aynı zamanda da çok heyecanlıydı. Ertesi gün okul bitmiş yaz
tatili başlamış olacaktı ya tatilinin ilk gününden sonraki gün ise
ailesiyle birlikte Sahra Çölü’ne gideceklerdi. Sevinç ve heyecan içinde
uyudu. Sabah kalktığında üstünü giydi, ellerini ve yüzünü yıkadı .
Annesi ve babasıyla birlikte kahvaltısını yaptıktan sonra annesi ile
birlikte okulun yolunu tuttu .
Okula
vardıklarında okul henüz açılmamıştı . Bu nedenle annesi ile
birlikte dolaştılar. Bıcırık annesinden Sahra Çölü hakkında
onlarca bilgi aldı . Bıcırık hiç yerinde durmuyor bir o
yana bir bu yana koşup duruyordu . Onun bu yaramazlığından
çok sıkılmış olan annesi en sonunda dayanamayıp kızdı .
Bıcırık ağlamaya başladı . Hüngür hüngür ağlıyordu ama okulun
kapısının açıldığını görüce okula doğru koşmaya başladı artık
ağlamıyordu . Bıcırık okulda yine oradan oraya
koşuşturmaya başlamıştı . Düşüyor kalkıyor fakat yinede
koşmaya devam ediyordu . arkadaşları da gelince çeşit
çeşit oyunlar oynamaya başladılar . Körebe , yerden
yüksek , don ateş , saklambaç ve daha fazlası .
En sonunda
öğretmenler geldi ders başladı . Öğrenciler öğretmenlerle
muhabbet ettiler . ve en sonunda karne vakti geldi
. Öğretmenler karneleri dağıttı . Bıcırık’in karnesinde
tüm dersleri beşti bu nedenle yarın yapacakları Sahra
Çölü gezisini de hak etmişti . Biraz sonra
evlerine geldiler . Bıcırık kendi başına oynadı .
Akşam yemeklerini yediler . Gece Bıcırık sıcağa
aldırmadan oynuyordu . Biraz geçtikten sonra uyudu .
Ertesi gün
kalkar kalkmaz üstünü giydi elini yüzünü yıkayıp
hemen onu kapıda bekleyen anne ve babasının yanına
gitti . Arabalarına binip yola çıktılar . O sabah
Bıcırık kahvaltı yapmadığı için yoldan bir poğaça bir
de meyve suyu aldılar . Yola deva ettiler çok uzun sürse de
sonunda Sahra Çölü’ne vardılar . Bıcırık arabadan inince
yine oynamaya başladı fakat sıcak onu yordu bu yüzden
dinlenmek istedi bir ot gördü ve ona yaslandı yaslandığı an
da cırladı . yaslandığı ot bir kaktüstü sırtına bir sürü
diken batmıştı ve kanıyordu . Annesi sırtındaki dikenleri tek
tek söktü . Canı çok acıyordu arabaya binip evlerine geri
döndüler .
Bu acı
anının ardından Bıcırık herşeye güvenmemesi gerektiğini öğrenmiş
oldu…
Nisa Tuğçe BİLGİN 222 6/B
Bıcır babasıyla birlikte çarşıya çıkmıştı. Çarşı çok kalabalıktı. Bıcır
babasıyla mağazaya girince birden babasının yanında olmadığını gördü panikledi
ve ağlamaya başladı. Bıcır bir an sınıfta öğretmeninin Sosyal Bilgiler dersinde
anlattıklarını hatırladı. Öğrendiği bilgileri şimdi uygulayacaktı. Babasını
kaybettiği mağazaya girdi. Orda durup beklemeye başladı. Bir bayan yanına geldi:
_
Sorun ne? Dedi.
Bıcır:
_Babamı
kaybettim dedi.
Bayan:
_Ben
anons ederim babanı hemen buluruz dedi.
Bıcır
gülümsedi. Bayan anons ettikten sonra Bıcır babasını bekledi. Babası yanına
geldi ona sarılarak eve götürdü.
Bıcır:
_Artık
elini bırakmayacağım dedi.
Yaren SUCU 5/A
Bir
gün Bıcır maraton için hazırlanıyordu. O, yarışmayı kazanırsa büyük bir kupa
onun olacaktı.
Yarışma vakti gelince ,Bıcır çok heyecanlandı. Herkes yarışma için
hazırlanıyordu. Yeşil ışık yanınca herkes koşuya başlayacaktı. Yeşil ışık yandı.
Herkes çok hızlı koşuyordu. Tabi Bıcır’ta çok hızlı koşuyordu. Bıcır’ın arkadaşı
onu geçiyordu. Âmâ Bıcır pes etmedi. Bıcır arkadaşını geçti. Bitiş çizgisine çok
az kalmıştı. Bıcır bitiş çizgisini geçince çok mutlu oldu. Bıcır 1.oldu.Bıcır’a
büyük bir kupa verdiler. Kupa çok büyüktü. Bıcır kupayı eve götürdü. Kupayı
masaya koydu. Mutluluktan banyo yapmak istiyordu.
Bıcır küçük oyuncak ördeğini aldı ve şampuanla saçını yıkadı. Bıcır neşe içinde
banyo yaptı. En güzel günü bugün olmuştu.
YAREN SUCU 5/A
1.BÖLÜM
Bugün de yeni güne gözlerimi
servisin kornası ile açtım.Sanki bu benim için bu günün de her gün gibi
sıradan olacağının bir göstergesiydi.Yine servise geç kalmıştım ve okula yürümek
zorundaydım.İstemeyerek de olsa sıcacık yatağımdan kalktım,elimi yüzümü yıkamak
için banyoya gittim.Tam yüzüme suyu çarparken sanki bir şeyin beni izlediğini
hissettim,başımı kaldırdım ve banyonun camında bir parlaklık gördüm.Sabah sabah
bunun neyin ışığı olduğunu merak edip dışarı baktım,fakat hiçbir şey
yoktu.Sabahın sersemliğinden hayal görmüş olduğumu düşünüp dişlerimi fırçalamaya
döndüm.On beş dakika içinde üstümü giyinmiş,ufak tefek bir şeyler atıştırmış ve
alelacele saçlarıma her günkü şeklini vermiştim,okula gitmek üzere evden
çıkıyordum.Ders çoktan başlamış olmalıydı fakat zaten okula gitmek de
istemediğim için yavaş yavaş yürüyordum.Biraz yürüdükten sonra önüme eski
kıyafetler içinde yaşlı bir teyze çıktı.Elinde bir tepsi ve içinde en sevdiğim
kurabiyelerden vardı.Gözlerimin içine bakarak bana ‘Bir tane ister misin evlat?’
dedi.O sıra gözlerinin olağanüstü derece mavi olduğunu fark ettim.Aslında
yabancılardan pek bir şeyler almamam gerektiğini bilsem de kendi sesimin
‘Ah,tabi çok teşekkürler..’ dediğini duydum ve hala gözlerimi teyzenin masmavi
gözlerinden ayırmadığımı fark ettim.Önüme baktım ve elimdeki kurabiyeyi fark
edip bir ısırık aldım.Isırdığım anda küçük bir baş dönmesi yaşadım ve gözlerime
kör edici bir ışık geldi.Işık yüzünden gözlerimi kapattım,birkaç dakika sonra
zar zor açabildiğimde ise o eski püskü kıyafetli teyzenin yerinde olağanüstü
güzellikte bir kız duruyordu.Masmavi gözleri,upuzun ve sapsarı saçları vardı
fakat ona bakmakta zorlanıyordum;çok fazla ışık saçıyordu.Sanki güneşin beden
bulmuş haliydi.Onu biraz daha inceleyince en az kendi kadar güzel olan
kanatlarını fark ettim.Biraz sonra benimle konuşmaya başladı.Sesi sanki bir
hayal dünyasından gelir gibiydi,‘Merhaba’ dedi.Ben zar zor konuşarak demin orada
olan yaşlı teyzeye ne olduğunu sordum.
Gizem KALAY 8/B